kendine tamamıyla hâkim olmak
Verb
alacaklılarına borcunun tamamını ödemek
Verb
alacaklılara borcunun tamamını ödemek
Verb
adını soyadını yazmak
Verb
adıni , soyadını yazmak
Verb
adını açık olarak yazmak
Verb
kısmen veya tamamen
Adverb
tamamıyla geri ödenen para
bir meblağın tamamını ödemek
Verb
bir mektubu bütünüyle yayımlamak
Verb
bütün bakiyenin alındığına dair imza vermek
Verb
birine borcunu itfa etmek
Verb
bir borç senedini tamamıyla ödemek
Verb
paraf atmak yerine tam adıyla imzalamak
Verb
tam adıyla imzalamak
Verb
tepeden tırnağa kadar zırhlı/silahlı.
(a) bağırarak/havlayarak peşinden koşma/kovalama.
The dogs were in full cry after a fox. The crowd was in full cry after the thief: Kalabalık bağrışarak hırsızı kovalıyordu. (b) şiddetle isteme/hücuma geçme.
tam olarak yürürlükte
Adjective, Law
tam çekilme/ric'at halinde.
parlamentonun bütün üyelerinin hazır bulunduğu toplantı
taleplerin tamamıyla ödenmesi
tam sayılı (kadrolu) eksiksiz
en canlı ve hareketli durumda
gözönünde, alenen, açıkça, alenî olarak.
...'in gözü önünde
Adverb
tam istihdam halinde olmak
Verb
tam işler durumda olmak
Verb
tam çekilme halinde olmak
Verb
en son noktasına varmak
Verb
en civcivli zamanında olmak
Verb
tam yürürlüğe girmiş olmak
Verb
birinci (göbek) dereceden kardeş çocuğu
bütün gücüyle (çalışmak).
peşin veya taksitle ödemek
Verb
defaten veya taksitle ödemek
Verb
aynen yürürlükte kalmak
Verb, Law
herkes tarafından görülmek
Verb
tam sağlığı yerinde olmak
Verb
iş politikasına olan tam güven
yakından izleyen/takip eden (köpekler için söylenir).
tam bolluk içinde yaşamak
Verb